Efsaneler Şehri Edirne – Edirne Hakkında Bilgi

Mitler; toplumların ilkel dönemlerinde dünyada var olan canlı ve cansız nesneleri, bir takım doğa olaylarını açıklamak üzere yarattıkları hikâyelerdir ve bu hikâyeler mitolojik bir takım geleneklerin oluşmasını sağlamıştır. Çünkü mitte her zaman bir yaratma söz konusudur. İnsan miti bilmekle nesnelerin kökenlerini de bilir ve bu sayede o nesnelere egemen olur. Modern toplumlarda da bu mitlerin kalıntıları devam eder.
Mitolojiye göre, Şafak Tanrısı Eos’un oğlu olan Boreas, Atina Kralının kızı Oreithyia’ya âşık olmuştu. Bir gün tozu dumana katarak onu kızıl kanatlarına alıp, soluğu bu üç nehrin birleştiği yerde aldı. Boreas buralardan her geçişinde ortalığı birbirine katardı. Irmak Tanrısı Okeanos da Tunca’nın, Meriç’in ve Arda’nın sularını kabartmak zorunda kalırdı. Baş tanrı Odra’ya bağlı Odrysler’in işte bu üç nehrin birleştiği yerde kurulan kasabası büyük zarar görürdü. Bu kasaba ise Edirne’nin ilk kurulduğu yerdi” Odrisa, Orestia, Adrianapolis, Edrine, Edirne…
Dilden dile, kavimden kavime değişen ismiyle suların ve kültürlerin birleştiği bir masal şehri.

Efsaneler Şehri Edirne – Edirne Hakkında Bilgi
Efsaneler Şehri Edirne – Edirne Hakkında Bilgi
Efsaneler Şehri Edirne – Edirne Hakkında Bilgi
Efsaneler Şehri Edirne – Edirne Hakkında Bilgi

Trak, Roma, Bizans, Osmanlı ve diğerleri…
Çok eskilere giden şehrin kökleri derin tarihsel miras taşımasına karşın, günümüze ancak Osmanlı döneminden kalma eserler ulaşmıştır. II. Murat’la başlayan, Fatih’le boyut değiştiren ve IV. Mehmet’le zirveye çıkan Osmanlının Edirne macerası, ardında sayılmayacak kadar derin izler, anılar, zaferler ve imparatorluğun çöküşünü hazırlayan hayal kırıklıkları bırakır.

Efsaneler Şehri Edirne – Edirne Hakkında Bilgi
Efsaneler Şehri Edirne – Edirne Hakkında Bilgi

Kentin tacı olarak bilinen ve dünyadaki tek kubbeli yapıların zirvesi olarak kabul edilen Mimar Sinan eseri, Selimiye sizi uzaktan büyüler ama içine girdiğinizde adeta çarpılır, sonsuzluğun kubbesi içinde kaybolursunuz. Cumhuriyet döneminin en önemli yazarlarından ve çocukluğu bu kentte geçen Şevket Süreyya Aydemir “Suyu Arayan Adam” kitabında Selimiye için şöyle der; “ Hiçbir taş eseri dünyada bu kadar güzel, bu kadar tenasüplü olmasa gerektir. Selimiye azametli olmaktan ziyade güzeldir. İnsana ruhani duygulardan ziyade hayranlık verir. Ruhta da sükun ve teslimiyet uyandırır. Kalbe muvazene ve huzur getirir. İnsan onunla bir insan eseri olduğu için övünebilir ve bir eşinin daha yapılabileceğine her nedense ihtimal vermek istemez.”
Efsaneler, mitlerle olan benzerlikleri ile dikkat çekerler. Efsanelerin, bir tarife göre mitlerin modernleşmiş şekli olup çok eski hikâyelerden meydana geldiği söylenmektedir. Kaynaklarını, mitolojiden, tarihten, dinden, günlük olaylardan alan efsaneler, zamanla mitolojik olay ve kahramanların tarihi devirler içine yerleşmesiyle de oluşabilirler. Mimar Sinan’ın Selimiye Camii’nin kubbesini o genişliğe oturtmak için 13 bilinmeyenli bir denklemi, matematiğin bilinen 4 ana işleminden farklı beşinci bir işlem yaratarak çözdüğü söylencesi Selimiye ile ilgili hikâyelerden sadece biridir. Cami içerisindeki mermer sütuna oyulmuş Ters Lale’nin rivayeti ise bunlardan en bilinenidir.

Efsaneler Şehri Edirne – Edirne Hakkında Bilgi
Efsaneler Şehri Edirne – Edirne Hakkında Bilgi

Edirne sadece Selimiye ile sınırlı kalmaz. Tarih kokan sokaklarında ilerledikçe eşsiz mimarisiyle Sultan II.Bayezid Külliyesi’nin çok kubbeli grafiksel yapısından etkilenir, darüşşifa bölümünde bundan 500 yıl önce psikolojik hastaların tedavi edildiği müzik nağmeleriyle huzur bulursunuz. Meriç Küprüsü’nün sultanların oturduğu “seyir Köşkü”nde oturup Meriç Nehri’ndeki en güzel gün batımlarından birini izlerken tarih ve doğanın bu kadar güzel nasıl bütünleşebildiğine şaşarsınız…

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here