Çocukluğundan bu yana Avrupa turu hayali kuranlar, ‘kanka ben bu sene kesin gideceğim’ deyip sürekli erteleyenler, neler kaçırdığınızı hatırlamak ister misiniz? Baştan uyaralım, okuduklarınızdan sonra biraz canınız yanabilir! Sonuçta Paris’te romantik bir akşam yürüyüşü yapmak ya da çılgın eğlencelerin yaşandığı mekanlarda arkadaşlarınızla dans etmek varken çimlerde çekirdek çitlemek zor olsa gerek!
Avrupa Turunda Göreceğiniz 10 Güzel Yer
Avrupa’yı gezmek isteyen gençlerin ulaşım ve organizasyon konusunda önünü açan en avantajlı fırsatlardan biri Eyobus yani otobüsle Avrupa turu. Kurulduğu 2013 yılından bu yana 16 Avrupa, bir tane de Kuzey Avrupa turu düzenleyen Eyobus, gezme aşkıyla yollara düşenlere; İspanya’da Barselona, Monako’da Monte Carlo, İtalya’da Roma, Venedik ve Vatikan, Slovenya’da Lübyana, Hırvatistan’da Zagreb, Bulgaristan’da Sofya, Makedonya’da Üsküp, Sırbistan’da Belgrad, Macaristan’da Budapeşte, Avusturya’da Viyana, Slovakya’da Bratislava, Çekya’da Prag, Almanya’da Berlin, Yunanistan’da Selanik, Belçika’da Brüksel, Fransa’da ise Paris ve Cannes gibi şehirleri gezdiriyor. Eyobus’ın Kuzey Avrupa turuna dahil olmak isteyenler de Hollanda’da Amsterdam ve Giethoorn, Letonya’da Riga, Estonya’da Tallinn, Finlandiya’da Helsinki, İsveç’te Stockholm, Norveç’te Flam, Bergen ve Stavanger, Danimarka’da Kopenhag, Almanya’da Hamburg, Litvanya’da ise Vilnius’u görebilir. Siz de bu Avrupa turlarına dahil olarak bu harika coğrafyanın en özel yerlerini keşfe başlayabilirsiniz.
1. Roma
Roma‘ya gideceklere verilen ilk tavsiye, burayı gezmek için bir günden fazla zaman ayırmaları olur çünkü Roma; müzeleri, tarihi yapıları ve eşsiz sanat eserleriyle bir günde gezip bitirilemeyecek kadar geniş bir dünyaya sahip. Roma’ya gittiğinizde, selfie çekmeye çalışan turistlerle çevrili Kolezyum‘a, dilek için atılan bozuk paraları yutup Roma’ya yeniden gelme ümidi veren Aşk Çeşmesi‘ne, boş halini yakalamak imkansız olduğu için fotoğraf çekilenleri photoshop ustasına dönüştüren İspanyol Merdivenleri‘ne ve Katolik dininin yönetim merkezi olan Vatikan‘a mutlaka uğrayın.
2. Barselona
Barselona, 135 yıldan bu yana tamamlanamayan tarihi Sagrada Familia Bazilikası sayesinde meşhur oldu desek abartmış olur muyuz? Evet, biraz abartırız haklısınız ama siz yine de inşası bitmediği halde UNESCO Dünya Mirası Listesine giren bu yapıyı görmeden şehirden ayrılmayın. Barselona’nın görülmeye değer diğer etkileyici yerleri arasında; seramik parçalarıyla kaplı duvarlarıyla çizgi film sahnelerini andıran rengarenk bir alan olan Park Güell, sokak sanatçılarının ve alışveriş meraklılarının gözde adresi olan La Rambla Caddesi ve ülkenin mimari geçmişini yansıtan İspanyol köyü (Pablo Espanyol) de var. Bu köy Montjuic Tepesi’nin üzerinde yer alıyor.
3. Paris
Romantizm denildiğinde ilk akla gelen şehirlerden biri olan Paris‘in ismi, 300 metrelik yüksekliğiyle şehrin sembolü haline gelen Eiffel Kulesi‘yle bütünleşmiş durumda. Bu şehre gittiğinizde; Milö Venüsü, Ölen Köle heykelleri ve Mona Lisa tablosu gibi dünyaca ünlü eserlere ev sahipliği yapan Louvre Müzesi ile Notre Dame Katedrali‘ni de görün. Ayrıca katedral önünde bulunan ve şehrin sıfır noktası olarak kabul edilen noktada fotoğraf çektirmeyi ihmal etmeyin. Bu noktanın ne işe yaradığını merak edenler, sizin merakınızı da gidelim. Burası, bir yerin Paris’e olan uzaklığı hesaplanırken baz alınan tek yer.
4. Amsterdam
Bisiklete binmeyi, özgür yaşamayı ve eğlenmeyi seviyorsanız sizin için en doğru adres Amsterdam. Sokaklarından şen kahkahalar yükselen bu şehir, müzeleri ve kanallarının yanı sınırsız eğlence anlayışıyla da ünlü. Sınırsız derken abartmıyoruz. Siz standart bir partiye gittiğinizi sanırken kendinizi yalnızca çorap ve ayakkabılarınızla dans ettiğiniz karanlık bir mekanda bulabilirsiniz . Ayrıca şehrin yasal bir fuhuş bölgesi olan Red Light District’teki camekanlı genelevleri ve seksshopları görebilirsiniz. ‘Ne, nasıl’ demeyi bıraktıysanız sizi kendinize gelmeniz için Dam Meydanı‘na doğru alabiliriz. Burası sokak sanatçıları ve turistlerle çevrili bir panayır alanını andırıyor. Biraz soluklanmak ve insanları gözlemlemek için oldukça uygun bir yer. Amsterdam’da Museumplain olarak anılan müzeler bölgesine yolunuz düşerse de Rijksmuseum ve Van Gogh Müzesi‘ni mutlaka gezin.
5. Berlin
Berlin gece hayatını övmeyen kimse kalmadı galiba ama biz yine de ufak bir hatırlatma yapalım çünkü bu şehirde şimdiye kadar hiç eğlenmediğiniz kadar çok eğlenip ve çılgın partilere katılabilirsiniz. Ayrıca hemen hemen her köşe başında bir Türk ve döner salonuyla karşılaşabileceğiniz bu Avrupa şehri, ülkede Türk sayısının en yüksek olduğu yerlerden. O nedenle gittiğinizde yabancılık çekme şansınız pek yok. Berlin’de görmeniz gereken yerler arasında; bir döneme damga vuran günümüzde ise bir açık hava galerisi haline dönüşen Berlin Duvarı, şehrin sembolü olarak kabul edilen Brandenburg Kapısı ve beş farklı müzeye ev sahipliği yapan Müzeler Adası da bulunuyor.
6. Prag
Mimari anlamda büyülenmek istiyorsanız hiç düşünmeden rotanızı Prag‘a doğru çevirin. Çekya’nın başkentliğini üstlenen bu harika şehirde bol bol yürüyüş yapıp, Arnavut kaldırımlı dar sokakların tadını çıkarın. İkinci Dünya Savaşı zamanında Hitler’in bile hayranlığını kazanan ve bu nedenle savaşı bombalanmadan atlatan şehirlerden biri olan Prag’ta, şehrin ana meydanı olan Old Town Meydanına uğrayın. UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan bu tarihi meydanın çevresinde Aziz Nikolas Kilisesi, Tyn Kilisesi ve eski Belediye Sarayı gibi yapılar da bulunuyor. Şehrin görülmeye değer diğer yerleri arasında Old Town ve Prag Kalesi‘ni birbirinde bağlayan Carl Köprüsü, Astronomik Saat Kulesi ve Prag Yahudi Mahallesi de var.
7. Zagreb
Kültürü, tarihi, sanatı ve doğayı eşsiz bir uyum içinde bulacağınız Zagreb, Hırvatistan’ın başkenti konumunda. Avrupa’nın yeşil alan bakımından en zengin yerleşim yerleri arasında olan bu etkileyici şehir, her yıl bir milyon kişinin ziyaretine uğruyor. Eğer siz de bu bir milyon kişiden biri olmayı düşünüyorsanız, hayatınızın en doğru kararlarından birini verdiniz demektir. Şehre gittiğinizde, 17. yüzyıldan bu yana şehrin en önemli ve hareketli noktalarından biri olan Ban Jelacic Meydanı‘nı, ülkenin en büyük açık hava pazarı olarak bilinen Dolac Market‘ı ve 1217 yılında tamamlanan Gotik bir ibadethane olan Zagreb Katedrali‘ni görmeyi ihmal etmeyin.
8. Viyana
Avusturya’nın başkenti Viyana, 1679 yılında yaşanan büyük veba salgınından en çok etkilenen şehirlerden biri. Şehrin bu korkunç salgından kurtulmasının anısında dikilen Veba Anıtı ise Viyana’ya gelenlerin o günleri unutmamasını sağlıyor. Kültür sanat faaliyetleri ve mekanları bakımından oldukça zengin olan bu göz alıcı şehirde, Ressam Friedensreich Hundretwasser tarafından tasarlanan bir yapı olan Hundretwasserhaus, Viyana Doğa Tarihi Müzesi (Naturhistorisches Museum) ve Ulusal Tiyatro gibi yapıların yanı sıra 1786 yılında kurulan bir kafe fırın olan Hofzuckerbäckerei Demel‘e de uğramalısınız.
9. Budapeşte
Renkli gece hayatının yanı sıra romantik atmosferiyle de öne çıkan Budapeşte, aynı zamanda Macaristan’ın başkenti konumunda. Buda ve Peşte olmak üzere iki bölüme ayrılan şehirde turistik yerlerin büyük kısmı Peşte’de bulunduğu için ülkeye gelen konuklar daha çok burada zaman geçiriyor. Budapeşte’de görülmesi gereken önemli yerler arasında ise Vörösmarty Meydanı, St. Istvan Bazilikası, Andrassy Utca, Tuna Nehri üzerinde yer alan Zincir Köprü (Szechenyi Lanchid) ve UNESCO Dünya Mirası Listesindeki Andrássy út Caddesi var.
10. Selanik
Otobüsle yapacağınız Avrupa turunun ilk duraklarından biri, Atatürk’ün doğum yeri olan Selanik. Yaşanan göçlerin de etkisiyle kültürel ve mimari anlamda Ege şehirleriyle (özellikle de İzmir’le) benzer özellikler görebileceğiniz bu harika şehrin kordon boyuna (Lefkos Pyrgos) gidip, keyifli bir akşam yürüyüşü yaparak yorgunluk atabilirsiniz. Ayrıca, Selanik Arkeoloji Müzesi, Beyaz Kule, Bizans Kültür Müzesi, Yedikule, Aya Dimitros Katedrali ve Atatürk’ün doğup büyüdüğü yer olan Atatürk Evi de şehrin en popüler turistik noktalarından.
Otobüsle Avrupa gezisi yaparak; turistik yerleri, birbirinden nefis yiyecekleri ve eğlencenin dibine vuracağınız birbirinden renkli mekanları keşfetme şansınız varken, yola çıkmak için neden bekliyorsunuz ki! Haydi herkes otobüslere.
Otobüsle Avrupa turu son dönemde bir hayli popüler. Ben de bir gençlik otobüsüne dahil olup bu güzel ülkeleri otobüsle mi gezsem acaba?
Resmen içim açıldı. Ne eğlenceli bir Avrupa yazısı olmuş. 😌
Ben de tüm bu şehirleri otobüsle Avrupa turu vesilesi ile görmüş bir insan olarak, o heyecanı bir otobüs dolusu genç ve kıpır kıpır insanla yaşadım. Herkes bu maceraya dahil olmalı (: