Sultanahmet, İstanbul‘un en turistik bölgelerinden biri. İstanbul’da ziyaret edilen yerlerin de ilk sırasında yer alıyor.
İstanbul 3 büyük imparatorluğa başkentlik yapmış bir şehir. İlk önce Roma İmparatoru Konstantin İstanbul’u başkent yapmış. Daha sonra Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olmuş. İstanbul bu nedenle birbirinden güzel eserlerle donatılmış.
1. Ayasofya Müzesi – Ayasofya Müzesi Hakkında Bilgi
Sultanahmet Tarihi Yerleri arasında olan Ayasofya, Bizans İmparatorluğu tarafından 532-537 yılları arasında kilise olarak inşa edilmiş. Eski dilde, “Aya; Kutsal” , “Sofya; Bilgelik” demekmiş. Dolayısıyla Ayasofya; Kutsal Bilgelik anlamına geliyor. Osmanlı İmparatorluğu, İstanbul’u fethettikten sonra, Ayasofya, camiye çevrilmiş.
Yapıldığı dönemde, Dünya’daki en geniş kubbeli kilise olan Ayasofya’nın mimarisinde o dönemin ünlü İmparatoru Jüstinyen, en ünlü matematik ve geometri bilginlerini de görevlendirilmiş.
Jüstinyen burayı yaptırırken Dünya’nın en görkemli tapınağı olmasını istemiş. Buradaki kullanılan kolonlar Efes’te bulunan Artemis Tapınağı’ndan getirilmiş. Tanrıça Artemis’e adanan Tapınak Dünya’nın 7 Harikası’ndan biri. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Dünya’nın 7 Harikası’nın tamamı İmparatorluk sınırları içersindeymiş.
Ayasofya 1000 yıl boyunca Dünya’nın en büyük kilesesi olmuş. 400 yıl boyunca da cami olarak hizmet vermiş.
Ayasofya, Bizans İmparatorluğu zamanında bir çok kereler yıkılma tehlikesi geçirmiş. Bu nedenle, Büyük Usta Mimar Sinan çevresine istinat duvarları ilave etmiş ve binayı sağlamlaştırmış. Tarihi kaynaklara göre, Ayasofya’nın yapımında 10.000 işçi ve 100 usta çalışmış.
Kilise, camiye çevrilirken, Fatih Sultan Mehmet’in emriyle Ayasofya’daki hiç bir mozaik, resim ve duvar süslemesi tahrip edilmemiş. Yalnızca üzerleri ince bir sıva ile kapatılmış. Bu sayede, bu mozaikler ve melek figürleri zarar görmeden günümüze kadar gelebilmiş. Bütün camilerde bulunan “Allah”, “Muhammet”, 4 Halife “Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali” ve Hz. Muhammet’in torunları “Hasan ve Hüseyin”in isimlerinin bulunduğu madalyonlar asılmış.
Ayasofya’da ilgi çekici yerlerden biri de Ağlayan Sütun. Buradaki deliğe baş parmağınızı sokup 360 derece döndürebilirseniz, dileğiniz yerine geleceği söyleniyor. Efsaneye göre Jüstinyen çok hasta olduğu bir dönemde buraya gelip başını bu sütuna yaslamış ve hemen iyileşmiş.
Parmağınızı buraya koyduğunuzda buranın nemli olduğunu görürsünüz, bunun nedeni de altında bulunan su sarnıcından gelen nem.
2. Sultanahmet Camii – Sultanahmet Camii Hakkında Bilgi
1609-1616 yılları arasında, Sultan 1. Ahmet tarafından Mimar Sedefkar Mehmet Ağa’ya yaptırılan Sultanahmet Camii özellikle mavi ve yeşil renkli cinileri ile ünlüdür.
Sultanahmet Gezilecek Yerler arasında ilk sıralarda olan Sultanahmet Camii’nin yapımında yaklaşık 22.000 İznik Çinisi kullanılmış. Bu nedenle Avrupalılar tarafından Blue Mosque – Mavi Cami olarak da bilinir.
Daha çok ağaç ve çiçek desenli olarak tasarlanan çinilerin rahat görülebilmesi için 260 adet pencere yapılmış. Bu pencerelerden gelen ışıkla çinilerdeki motifler muhteşem güzellikte görünür.
Sultan 1. Ahmet 14 yaşında tahta çıkmış ve 14 yıl sonra 28 yaşında ölmüştür. Bu döneme kadar Sultan tahta çıktığında, Fatih Kanunnamesine göre bütün kardeşlerini öldürebiliyordu. Sultan 1. Ahmet bu kuralı değiştirerek ailedeki en yaşlı erkeğin tahta geçmesine olanak sağladı. Sultanahmet Camii ve Külliyesi, İstanbul’daki en büyük yapı komplekslerinden biridir. Cami’nin yanı sıra içerisinde; medreseler, hünkar kasrı, imarethane, okul, arasta, hamam, çeşme, türbe gibi bir çok yapı daha vardır. Bunlardan bazıları günümüze kadar ulaşamamıştır.
1609 yılında başlayan cami inşaatında, Sultan 1. Ahmet, Şeyhülislam ve dönemin vezirleri de çalışmış. Sultan 1. Ahmet’in kullandığı kazmanın sapının kadifeden olduğu söylenir.
Sultanahmet Camii, Osmanlı İmparatorluğu’nun 6 minareli ilk ve tek camisidir.
3. Sultanahmet Meydanı
Bizans İmparatorluğu döneminde “Hipodrom” olarak adlandırılan meydanda o dönemde büyük bir saray varmış. Osmanlı İmparatorluğu zamanında Türklerin Ata sporu cirit oynanmaya başlanmış ve adı “At Meydanı” olarak değişmiş.
Sultanahmet Meydanı’nda 3 büyük tarihi sütun bulunur. Bunlar Dikilitaş, Yılanlı Sütun – Obelisk ve Örme Sütun’dur.
Dikilitaş: M.Ö. 1550 yılında Firavun III. Tutmosis kazandığı bir zaferin anısına yaptırmıştır. Roma İmparatorluğu Akdeniz’de büyük bir başarı ve egemenlik kazanınca bu taş İstanbul’a getirilmiştir. İstanbul’daki en eski tarihi eserlerden biridir. Dünya’daki en dayanıklı malzemelerden biri olan Granitten yapılan Dikilitaş 3500 yıldır hiç bozulmadan kalmıştır.
Dikilitaş’ın altında bulunan mermer kaide ise İstanbul’da yapılmıştır. Dönemin en önemli üst düzey yöneticilerini ve Dikilitaş’ı 390 yılında Mısır’dan, İstanbul’a getiren İmparator Theodosius’u burada görebiliriz.
Yılanlı Sütun: Birbirine dolanmış 3 yılandan oluşur. Yılan kafalarından ikisi kaybolmuştur, son yılan kafası, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Yunan Orduları’nın birleşerek Pers Ordularına karşı kazandığı zaferi simgeler. Bu bronz anıtın öldürülen Pers Askerlerinin kalkanları eritilerek yapıldığı söylenir. İstanbul’u böceklere ve sürüngenlere karşı koruduğuna inanılır.
4. İbrahim Paşa Sarayı
Sultanahmet’te Gezilecek Yerler arasında olan İbrahim Paşa Sarayı, 16. yy’da yapılmış ve günümüzde Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılıyor. Pargalı İbrahim Paşa, Kanuni Sultan Süleyman’ın kız kardeşi ile evlendiği için, Damat veya Makbul İbrahim Paşa olarak da bilinir. Bir çok düğün, tören ve kutlamaya ev sahipliği yapan saray, Paşa öldürüldükten sonra elçilik sarayı, dikimevi ve hapishane olarak da kullanılmış. İbrahim Paşa’nın ismi de, Makbul İbrahim Paşa’dan, Maktul İbrahim Paşa’ya çevrilmiş.
İbrahim Paşa o dönemde çocukları için bu sarayda muhteşem ve çok gösterişli bir sünnet düğünü yapmış. Öyleki bu düğün Kanuni Sultan Süleyman’ın kendi çocukları için yaptığı sünnet düğününden daha ihtişamlı olmuş. Kanuni Sultan Süleyman, Paşa’yı yanına çağırıp “Paşam senin yaptığın sünnet düğününün benimkinden daha ihtişamlı ve güzel olduğu söyleniyor” demiş. İbrahim Paşa da “Doğrudur, Sultanım. Çünkü, sizin yaptığınız düğünün konuğu bendim, oysa ki benim konuğum Osmanlı İmparatorluğu’nun Sultanı Kanuni Sultan Süleyman” demiş.
5. Alman Çeşmesi
Alman İmparatoru II. Wilhelm’in, Sultan II. Abdülhamid’e ve İstanbul’a hediyesi olan çeşme, Almanya’da yapılıp 1901 yılında İstanbul’daki yerine monte edilmiş. 27 Ocak 1901 yılında, İmparator’un doğum gününde resmi açılışı yapılmış.
II. Wilhelm’in bu çeşmeyi hediye etmesinin nedeni, bugün Arkeoloji Müzesi’nde bulunan Büyük İskender’in lahdini almakmış. Arkeoloji Müzesi’nin kurucusu Osman Hamdi Bey’in lahiti Lübnan’da bulup getirmiş.
Aynı zamanda çok değerli bir Osmanlı Ressamı olan Osman Hamdi Bey, o devrin Sultanı II. Abdülhamid’in önüne yatmış ve “Ancak benim cesedimi çiğnedikten sonra o lahdi verebilirsiniz” demiş.
Bu sayede İskender’in lahdi, Arkeoloji Müzesi’nde kalmış.
6. Yerebatan Sarnıcı – Yerebatan Sarnıcı Hakkında Bilgi
Günümüzde müze olarak kullanılan Yerebatan Sarnıcı, ayrıca bir çok etkinliğe de ev sahipliği yapmaktadır. Yerebatan Sarnıcı’nı ziyaret ederken, yanınızda ekmek getirirseniz, buradaki balıkları besleyebilirsiniz.
Yerebatan Sarnıcı şehrin su ihtiyacını karşılamak amacıyla 532 yılında yapılmış. 10.000.000 metreküp su burada depolanabiliyormuş. 140×70 m boyutlarında olan sarnıcın içinde bulunan yürüyüş yolunu takip ederek, sarnıcın sonuna kadar gidebiliyorsunuz. Roma Döneminde yapılan sarnıcın tavanında o dönemde kömür de varmış. Bunun nedeni; yağmur suyunu filtreleyip ekstra olarak bu sudan da faydalanmak istemeleriymiş. Sarnıcın asıl su kaynağı ise; buraya yaklaşık 20 km uzaklıkta bulunan Belgrad Ormanları.
Sultanahmet’in Gezilecek Yerleri arasında ilk sıralarda olan Yerebatan Sarnıcı’nın sonuna kadar yürürseniz Medusa Kafaları’nı görürsünüz. Medusalar mitolojide geçen ve saçlarında yılanlar olan kadın kafalarıdır.
2 Medusa kafası ile çeşitli rivayetler var. İlki; buradaki kolonlar kısa kaldığı için destek olarak bu Medusaların kullanılmış olabileceği. Diğeri ise; sarnıç yapıldığı tarihlerde burasının bir Hristiyan İmparatorluğu olması ve Pagan dininin sembolü bu heykellerin yok edilmek istenmesi.
Medusa’nın Mitolojik Hikayesi
Medusa, Yunan Mitolojisi’ne göre Zeus’un kızı Athena’nın Sarayı’nda yaşayan Dünyalar güzeli bir kızmış. Athena’nın kocası Poseidon, Medusa’ya çok aşık olmuş ve bir gün bu büyük aşkına yenik düşerek zorla Medusa ile birlikte olmuş. Bu olaya çok sinirlenen ve Medusa’yı çok kıskanan Athena ona lanet ederek görünümünü çirkinleştirmiş. O güzel saçlarının her bir telini yılana çevirmiş. Bununla da yetinmeyip, her baktığı kişiyi taşa çevirme laneti vermiş.
Athena ayrıca üvey kardeşi Perseus (Zeus’un oğlu) ile görüşerek onun Medusa’nın kafasını keserek öldürmesini de sağlar.
7. Firuz Ağa Camii
II. Beyazıt’ın baş Hazinedarı olan Firuz Ağa tarafından 1491 yılında yaptırılmıştır. Divanyolu olarak bilinen caddenin ilk camisidir.
8. Milyon Taşı
Ayasofya’nın karşısında tarihi su terazisinin yanında bulunan, Milyon Taşı; Doğu Roma İmparatorluğu zamanında, Dünya’nın başlangıç noktası “sıfır noktası” olarak kabul edilmiş ve Dünya’daki bütün şehirlere olan uzaklık buradan başlayarak hesaplanmıştır.
9. Soğukçeşme Sokağı
Ayasofya Müzesi‘nin hemen arkasında bulunan sokakta 19. yy’dan kalma Eski İstanbul Evleri tamamen restore edilerek korumaya alınmış.
Sultanahmet Gezilecek Yerler ve Sultanahmet Tarihi Yerler arasında olan Soğukçeşme Sokağı fotoğraf çekmeyi sevenlerin ve turistlerin en sevdiği yerlerden biri.
10. Aya İrini
4. yy’da yapılan kilise Osmanlı İmparatorluğu döneminde silah deposu olarak kullanılmış. Günümüzde müzeye çevrilen bina, olağanüstü akustik yapısı nedeniyle konser salonu olarak da kullanılıyor.
Sultanahmet Nerede Ne Yenir?
Sultanahmet Köftecisi
Köfteleri oldukça lezzetli olan mekan 90 yıldır aynı yerinde hizmet veriyor. Köfte, piyaz ve irmik helvasını mutlaka deneyin. Yerli yabancı turistlerin uğrak noktası olan mekan her zaman çok kalabalık ama servisi çok hızlı olduğundan sorun yaşanmıyor.
Edebiyat Kıraathanesi
Üst katında Türk Edebiyat Vakfı’nın bulunduğu tarihi binada hizmet veren Edebiyat Kıraathanesi oldukça tarihi bir mekan. Eskiden okul olarak kullanılan Edebiyat Kıraathanesi oldukça başarılı bir restorasyondan geçmiş.
Tatlıları bir harika, çalışanları güleryüzlü ve ortam çok nostaljik. Sultanahmet’e gelirseniz buraya mutlaka uğrayın. tatlılar arasında seçim yapmakta zorlanabilirsiniz.
Şeyhmuz Kebap Salonu
Acılı fıstıklı Şeyhmuz Kebabı muhteşem bir lezzet. Kebabın yanında bulgur pilavı da veriyorlar. Çömlek kapta servis edilen manda yoğurdunu da denemenizi tavsiye ederiz.
Sultanahmet Nerede? – Sultanahmet’e Nasıl Gidilir?
Sultanahmet Meydanı’na en kolay İstanbul tramvayına binip , Sultanahmet Durağı’nda inerek ulaşabilirsiniz.
İstanbul’da gezmek için bir araç kiralamak isterseniz vivi.com.tr‘den araç bakabilirsiniz.
Sultanahmet Gezilecek Yerler yazımızı beğendiyseniz bunlar da ilginizi çekebilir.
Harika, rehber niteliğinde bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık.
Değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederiz 🙂
Çok ayrıntılı olmuş. İstanbul tarihi yerler rehberi gibi:)
Değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederiz 🙂
gerçekten inanılmazsınız. Uzun süredir sizin adresinizi takip etmeden geziye çıkamıyorum. Teşekkürler, bu güzel bilgiler için…
Çok teşekkür ederiz 🙂
Ama Sultanahmet’te Caferağa medresesi es gecilmezki:))
Elinize sağlık, çok güzel bir yazı olmuş.