Yazarlarımızdan ve gezginlerimizden “Yargı Mutlu” ile yaptığımız keyifli röportajımız
“Daha önce hiç gitmediğiniz, belki dilini bile bilmediğiniz başka bir coğrafyaya tek başınıza gitme fikrinin kendisi bile insana heyecan veriyor”
Nasıl bir hayatınız var, neler yapıyorsunuz, biraz kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba, mesleğim makine mühendisliği, şu an Gebze’de otomotiv yan sanayii sektöründe iş yapan bir Alman firmasında Ar-Ge bölümünde çalışmaktayım. Aslen Edirneliyim, yani yarı Avrupalı yarı çingene sayılırım. Üniversiteyi İzmir’de okudum fakat birçok beyaz yakalı gibi iş dolayısıyla İstanbul’a sürüklendim. Birçok yönden sosyal bir yaşantım var iş dışında. İzinlerde fırsat buldukça yurtdışı, yurtiçi seyahat ederim. Motosiklete binerim, dans ederim, spor yaparım kısacası hayatı dolu dolu yaşamaya gayret ederim.
İlk yurtdışı gezinizi nereye yaptınız, nasıl geçti?
Üniversiteye başladığım zaman dansa merak saldım ve fakültenin halk oyunu ekibine dahil oldum. Hocamız Türkiye’de tanınan işinin ehli biriydi. Yaz aylarında genellikle yurt dışı festivallerine gidiliyordu. Ben de birinci yılımda bu fırsattan istifade etmiş oldum. Hala hayatımdaki en keyifli, eğlenceli zamanları bu festivalde geçirdim desem yalan olmaz. Otobüs ile çıktığımız yol Fransa’daki festivale gidene kadar Avrupa’nın birçok büyük güzel şehrini kısa aralıklarla da olsa görme şansını verdi. İlk durak Selanik daha sonrasında gemi ile İtalya, burada Roma, Venedik ve nihayet Paris, son olarak da festival varış noktası Fransa’nın güneyinde yer alan Rodez. İlk yurt dışı deneyimimde bu muhteşem şehirleri görmenin yanında bir otobüs dolusu dans ekibiyle bu yol macerasını yaşamak çok ayrı bir heyecandı. Otobüs evimiz gibi olmuştu 3 günlük yolculuğumuzda, çok güzel paylaşımlar yaşadık, evden veya marketten getirdiğimiz yiyecekleri hep beraber tükettik, şarkı söyledik, sohbet ettik, birbirimizi ve kendimizi daha iyi tanıma fırsatı yakaladık. Unutulmaz anları paylaştık, çok güzel yollardan geçerken birbirimizi uyandırdık; hala o İtalya, İsviçre, Fransa sınırından geçerken gördüğüm Alp dağları manzarası aklımdan çıkmaz. Festival ise başlı başına muhteşem bir deneyim oldu. Dünya’nın her yerinden gelen çoğu yarı profesyonel dansçılarla aynı binada konakladık. Gündüz farklı bölgelerdeki kasabalara gidip oralarda gösteriler yapıyorduk, gece de tüm ekiplerle birlikte kaldığımız yerin bahçesinde müzik yapıp dans ediyorduk. Çok güzel arkadaşlıklar kurduk.
Yeni yerler keşfetme isteğiniz nasıl başladı?
Yeni yerler keşfetme isteği biraz insandaki merak ve macera duygusunun çıktıları gibi geliyor bana ama tabi ki onu harekete geçirecek bazı dönüm noktaları mutlaka oluyor hayatta. Benim için yukarıda anlattığım ilk yurt dışı deneyimim Fransa’daki folk dans festivali yeni insanlar ve yerler keşfetme isteğimi büyük oranda tetikledi diyebilirim.
Seyahat etmek hayatınıza birçok şey katmıştır, bunlardan bahseder misiniz?
Ben bir motorcu olarak, bu soruyu seyahat etmek yerine “yolda olmak “ diyerek cevaplamak isterim izninle. Nedenini de açıklıyım; seyahat etmek deyince bir yere varmak amaca dönüşüyor anlam itibariyle oysa gezgin ruhlu bir motorcu olarak yolda geçirdiğim zaman zarfında (tabi ki buna gittiğim yerdeki keşifler de dahil) yaşadığım zorluklar, tanıştığım insanlar, gördüğüm farklı yapılar, doğal güzellikler kısacası yaşamın ta kendisi daha bir ön plana çıkıyor sanki. Soruya gelince; durumu biraz uçlaştırırsak, daha önce hiç gitmediğiniz, belki dilini bile bilmediğiniz başka bir coğrafyaya tek başınıza gitme fikrinin kendisi bile insana heyecan veriyor. Bunu başarıp geri dönmek ise insanın özgüvenini başlı başına arttıran bir olgu. Her yeni gittiğiniz yer, orası hakkında öncesinde ve sonrasında araştırma yapmanıza neden olup, merakınızı körüklüyor. Gezdiğiniz sokaklar, tanıştığınız insanlar, farklı kültürler, yani orada süregiden yaşamın kendisi hayatı farklı açılardan sorgulamanıza ve kendi yaşadığınız ortam ile gittiğiniz yerleri kıyaslamanıza sebep oluyor. Bir şeylerin değişebileceğine olan inancım artıyor bazen ve bu duyguya o kadar ihtiyacım olduğunu hissediyorum ki kendi rutin hayatımda, hele de böyle zorluklarla dolu bir ülkede yaşamaya çabalarken birçok insan gibi. Bu öyle bir etkileşim ki hala yazıştığım bazen görüştüğüm dostluklar var yolculuklarımdan kalan. Özellikle bu son zamanlarda geçirdiğimiz bombalama gibi felaketlerden sonra hemen benle iletişime geçip iyi olup olmadığımı soran ve de işin oraya yansıtılmayan taraflarını benden öğrenmeye çalışan birçok yabancı arkadaşım var.
Seyahat ederken birçok maceranız olmuştur. Unutamadığınız birini anlatır mısınız?
Gerçekten çok var hangisini anlatsam bilemedim. Ama benim için en güncel ve heyecan dolu olan sanırım senin de süpergezginlerde paylaştığın yazımdaki kaz dağları motor maceram. Dağ yolundan tek başıma motorla inerken rastladığım ayı yavruları ve sonrasında büyük bir ayının arkamdan koşması heralde en öğretici olmasa da en adrenalin dolu olandı.
Kalacağınız yerleri nasıl seçersiniz?
Couchsurfing’i biliyorsunuz. Çoğu gezimde kullanırım, hem maliyet olarak çok hesaplı oluyor hem de genellikle yalnız seyahat ettiğim için buradan tanıştığım insanlarla çok güzel arkadaşlıklar kuruyorum. Aynı zamanda bir yeri az bilinen taraflarıyla keşfetmenin en güzel yolu, size orada yaşayan birinin eşlik etmesi. Onun dışında, Hostelworld, Booking, Airbnb gibi siteleri de kullandığım oluyor.
Couchsurfing yapmak tehlikeli değil mi? Birlikte kalacağınız kişiyi nasıl seçiyorsunuz?
Motora binmek de tehlikeli, böyle bir ülkede ve dünyada yaşıyor olmak da. Couchsurfing ise tek başınıza otostopla seyahat etmekten çok daha az tehlikeli. Bunun nedeni site üyelerinin kendilerini anlattıkları profilleri, fotoğrafları olması ve de en önemlisi evlerinde ağırladıkları veya kaldıkları diğer insanların bıraktıkları referanslar. Bunları okuyup doğru süzerseniz hiçbir sorun yaşamıyorsunuz.
Couchsurfing yapmanın size kazandırdığı şeyler neler oldu? Ne gibi deneyimler elde ettiniz?
Seyahat etmenin bana kazandırdığı şeyler ile paralel aslında. Tabi Couchsurfing’in bana kattığı en önemli özellik herhalde empati duygumun çok daha fazla gelişmesi. İnsanların farklı kültürlerle ve kendi gelenekleri ile yoğrulmuş yaşantıları var ve bu, dünyanın farklı coğrafyalarında o kadar değişken ki. Yardımlaşma, hoşgörü, insanları karşılıksız sevmenin önemi; bunlar bana kazandırdığı katkılardan bazıları. Tabi bir de özgüven var, artık Antartika’ya gitsem sırtım yere gelmez gibi bir his var içimde. Deneyimler dediğim gibi aslında, benim bu yolla etkileşime geçtiğim çoğu insanın siteyi kullanma amacı faydacılık üzerinden değil ve benim gibi düşünen kişiler. Birkaç anımdan bahsetmek gerekirse; Belgrad seyahatimde kaldığım Vasko ile neredeyse tüm şehri yürümüştük. Türkçe öğrenen çok yardımsever bir gezgindi. Daha sonra İstanbul’a geldiğinde ben de onu ağırladım. Aynı şekilde Kiev’de kaldığım Roman da bana o kadar çok yardımcı oldu ki; tren ile Lviv’den Kiev istasyonuna geldiğimde İngilizce bilen kimseyi bulamadığım için dönüş bileti bile alamamıştım. Roman beni kaldığım kısa zaman diliminde arabasıyla o kadar güzel gezdirdi ki; istasyona gidip bilet almama yardım etti, görmek istediğim Çernobil müzesine götürdü, şehrin çok güzel bir restoranına götürüp yemek dahi ısmarladı.
Siz de bu şekilde evinize yurtdışından gelen misafirleri kabul ediyor musunuz?
Tabi ki de, olayın özü bu olmalı zaten. Bu karşılık verme veya referans toplama meselesi değil. Bir süre sonra bundan kopamıyorsunuz, sürekli farklı insanlarla tanışıp, onlarla etkileşime geçip hayatınıza yeni bir şeyler katmak istiyorsunuz.
Seyahatleriniz pahalı oluyor mu? Seyahate çıkmadan önce bütçenizi planlıyor musunuz?
Seyahatlerde bütçeyi en fazla zorlayan kalemler ulaşım ve kalacak yer bildiğiniz gibi. Ben sürekli ucuz, indirimli uçak bileti kovaladığımdan ve de kalacak yeri çoğunlukla Couchsurfing üzerinden yaptığımdan pek pahalı olmuyor. Ama yine de kabaca da olsa mutlaka bir bütçe planı yapmak gerekiyor, yaşayabileceğiniz olası aksilikleri de göz önünde bulundurarak.
Yurtdışı seyahatlerini ekonomik yapmak için önerileriniz olur mu?
Yukarıda bahsettiğim kalemleri azaltmak için benim ve birçok gezginin uyguladığı şeyler aslında. Bir de gideceğiniz yerdeki ulaşım konusunda (toplu taşıma vs.) gitmeden önce kısa da olsa bir araştırma yapmak da fayda var. Aynı zamanda gezmeyi planladığınız müzelerin giriş ücretleri de önemli bir kalem.
Yurtdışına çıkarken çantanızın olmazsa olmazları nelerdir?
Diş fırçası, şampuan ve diğer ıvır zıvır şeyler işte. Olmazsa olmaz diye bir şeyim yok sanırım.
Yurtdışına çıktığınızda yerel lezzetleri dener misiniz? Denemem diyeceğiniz şeyler var mı?
Hayattan en fazla keyif aldığım şeylerden birisi yolculuk ise diğeri de yemek yemektir herhalde. O yüzden bir ülkeye gitmişken oranın yerel lezzetlerini denememek olmaz. Bu konuda dini hassasiyetlerim de olmadığından kendime çok sınır da koymam. Tabi uzak doğuya gitme fırsatım henüz olmadığından bu yemek meselesi belli sınırlara dayanabilir. Mesela; köpek eti, akrep gibi şeyler yiyebileceğimi pek sanmıyorum.
Yurtdışına çıkarken kullandığınız web sitesi ya da uygulamalar var mı?
Seyahat hazırlıkları aşamasında daha önce gidenlerin paylaşımlarını öğrenmek ve tüyolar almak için süpergezginler, gezimanya gibi sitelere mutlaka girerim. Ucuz bilet aramak için skyscanner ve kalacak yer için de Couchsurfing tabi ki. Artık telefon uygulamaları da çok gelişti ve çeşitlendi. Eğer çok araştırma fırsatı bulamamışsam, bu her türlü bilginin yer aldığı şehirlere özel uygulamaları kullandığım oluyor. Ama benim tercihim her zaman ilkel olan yöntem; elime harita alıp keyfime göre keşfedip kaybolmak sokaklarda.
Seyahatlerinizde yaptığınız en çılgınca şey nedir?
Motorla yaşadığım ayılı macera dışında, herhalde Amsterdam’da yaşadığım bazı deneyimlerdir.
Seyahatlerinizde güvenlik amaçlı önlemler alır mısınız?
Pek sayılmaz, sadece başıma gelebilecek her hangi bir kaza ihtimaline karşı gittiğim yerdeki konsolosluk numaralarını ve bazı yakın arkadaşlarımın iletişimlerini yanımda taşıdığım not defterine yazarım.
Bundan sonraki rotanızda nereler var?
Rusya’ya gitmeyi planlıyordum bu yaz fakat malum kötüleşen ilişkiler yüzünden olmadı. Avrupa’da İspanya ve Güney Amerika’daki tüm ülkeler gezi planımda ilk sıradalar.
Gezginlere veya gezmek isteyenlere önerileriniz nelerdir?
Hali hazırda gezgin olanlara pek bir önerim yok, kendimi henüz tam bir gezgin olarak görmediğim için. Gezmek isteyenlere de tavsiyem; dünya algılarını ve hayata bakış açılarını yaşadıkları çevreyle sınırlı tutmamaları, yeniliklere daima açık olup cesur davranmaları. Bunun sadece bir zaman ve para meselesi olmadığının farkında olmaları ve tabi ki bir yerden başlayıp kabuklarını kırmaları. Keşfetme duygusunun ne kadar da büyük bir tutku olduğunu anladıklarında zaten yerlerinde duramayacaklar.
Mükemmel bir makale olmuş adeta ışık tutuyor emeğinize sağlık.